Dondurma tedavisi olarak da bilinen kriyoterapi yönteminin geçmişi antik çağlara dayanır. Kelime anlamı olarak “cryo” dondurmak, “therapy” ise tedavi etmek manasına gelir.
Uygulama yapılan bölgedeki istenmeyen, hasarlı yada hastalıklı dokulara kontrollü hasar verilerek o bölgenin canlılığını yitirerek atılması amaçlanır.
Günümüzde kriyoterapi yöntemi için en sık kullandığımız soğuk kaynağı sıvı azottur. Sıvı azot yaklaşık -180 °C derecededir. Dokuya sprey yada direk temas gibi yöntemler vasıtası ile uygulandığında doku harabiyeti ortaya çıkmaktadır.
En sık kullanım alanlarından birisi genital bölge ve diğer bölgelerde ortaya çıkabilen ve bulaşıcı özellik sergileyen siğil (wart) tedavisidir. Bunun yanı sıra;
İşlem yapılan yerde başlangıçta hafif kızarıklık meydana gelir. Birkaç gün içerisinde su toplaması gerçekleşir. Su toplayan bölge 1 hafta içerisinde kabuklanarak dökülür.
Bu süreçte günde birkaç kez antibiyotik merhem uygulaması önerilmektedir.
İşlemden sonra en sık yan etki uygulama bölgesinde ağrı, şişlik ve sıvı toplanmasıdır. Basit ağrı kesiciler kullanılabilir.
Uygulama bölgesi tamamen iyileştikte sonra deride ton farklılıkları (açık yada koyu) izlenebilir. Bu farklılıkların büyük çoğunluğu zaman içerisinde kendilğinden geçmektedir.
SONUÇ Tam sonuç almak için gereken seans sayısı problemin yerleştiği deri bölgesi, lezyonun büyüklüğü ve sayısı ile değişkenlik göstermektedir. Örnrğin gövde bölgesindeki bir seboreik keratoz (yaşa bağlı deri kalınlaşması) genellikle 1 seansta tedavi edilebilirken, genital bölgedeki yaygın siğil probleminin tedavisi için 3-4 seans uygulama gerekebilir. Seans aralıkları 3-4 haftadır.